Bir sabah gülüm bir sabah
Uyanırsın belki bensizliğe
Güneş yine ihtişamlı bir doğuşla
Gurub ederse gökyüzüne
Bulutlar sarmışsa başı yüksek dağları
Sokaklar unutursa ağlamayı
Sen şakrak olursa âlem
Sevdalı yüreklerde yanarsa ateş
Ağlama...!
Gün batımlarında asıklar dolarsa tepelere
Ve sarılırsa yürekler birbirine
Gece bir başka sırlar fısıldarsa kulaklara
Ay şuh bir kadın gibi süzülürse
Kara yüzlü bulutların arasından
Yıldızlar belgelerse eğer yalnızlığı
Hüzün limanından sessiz kalkarsa gemiler
Mevsim kışsa ve dökülürse yapraklar bensiz yollara
Tutuşursa gün bitimlerinde güneş
Ağlarsa semalar
Yıldırımlar çakarsa ağlayışlara
Çaresizliğe yenilirse zaman
Ağlama...!
Ve bir sabah gülüm bir sabah
Yeni bir günde yeşerirse küskün güllerin
Kış bitmişse
Bulutlar çekilip giderse dağ başlarından
Ay olanca güzelliğini yansıtırsa dünyaya
Yıldızlar bir başka parlarsa semada
Gün batımlarını izlersen omzunda birinin
Yüreğini sarmışsa alevler
Sevdalanmışsan geleceğe
Unutmuşsan benli geçmişi
Gözlerinde kendini görüyorsan an be an
Fısıldarsa kulağına en güzel nağmeleri
Anlatırsan ona olan sevgini
Anlatılamayacak kadar seviyorsa yüreğim
Ve solmuşsa mezarımda yedi verenler
İşte simdi ağlama vaktidir
Ölümüm ölüm olmuştur
Benimle gömülmüştür sevdam toprağa
Ağla yeni sevdana Ağla
Bitmiştir eski sevdan
Toprak kokar elleri ve bitmiştir
Kabirde umutla bekleyenin umudu
İşte simdi ağlama vaktidir ağla...